17 Aralık 2011 Cumartesi
çaresiz tutsak
pek sevdiğimiz ispanyol ortega y gasset'in dediği gibi gerçekten de ortamların çaresiz tutsağıyız..
"yaşam insanın hep belirli bir ortamda birşeyler yapar durumda olmasıdır"
15 Aralık 2011 Perşembe
adaleti parlatmak
adaletin nereden solacağı hiç belli olmuyor..
parlatmak için akıl lazım..
akıl.. neden sonuç ilişkisinden öte; anlayan, kavrayan bir akıl..
işin içindeki buda
bazı işlerin içinde "buda" olduğu kesin..
bugünümüzü gerçekten bize ait dün kurmuşsa, yarınımızı şimdi kuruyoruz..
bu ne tedirginlik
ve de bu ne "özgürlük"..
30 Eylül 2011 Cuma
29 Temmuz 2011 Cuma
22 Temmuz 2011 Cuma
14 Temmuz 2011 Perşembe
19 Haziran 2011 Pazar
yılmadık mı ömrümüzün bilinçaltılarından..
bir gece
aniden aya gidemiyorsak birlikte,
mesele
mazimiz değil de
bilinçaltımız sanki..
aniden aya gidemiyorsak birlikte,
mesele
mazimiz değil de
bilinçaltımız sanki..
6 Haziran 2011 Pazartesi
mazi kalbimde bir yaradır
mazi ile nerde nasıl karşılaşacağınız
hiç belli olmuyor..
öyle olunca da
kan, her an mümkün..
hiç belli olmuyor..
öyle olunca da
kan, her an mümkün..
27 Mayıs 2011 Cuma
sormak
max frisch'in gunluklerinden anladığımız,
henrik ibsen'nin dediği gibi;
hakikaten,
sorulara yanıt falan almak değil,
soruları unutmak derdindeyiz.
henrik ibsen'nin dediği gibi;
hakikaten,
sorulara yanıt falan almak değil,
soruları unutmak derdindeyiz.
11 Mayıs 2011 Çarşamba
aslında aşk
gidişin kabullenilemezliğini,
geri dönüşün iddiasını,
kalmışlığın ideolojisini
gerektiriyor..
buyrun cesaret.. söze başlayın..
geri dönüşün iddiasını,
kalmışlığın ideolojisini
gerektiriyor..
buyrun cesaret.. söze başlayın..
21 Nisan 2011 Perşembe
insanları birbirine bağlayan şeyin ne olduğunu gerçekten bilen birisinin olmasına bağlıyor canetti insanın ölümsüzlüğünü..
yani söyle diyor: "insanları birbirine bağlayan unsurun ne olduğunu gerçekten bilen biri olsa insanı ölümden kurtarmayı başarabilirdi"
ölümsüzlük... sonsuz hayat gÖrevleri, sonsuz fotograflar, anlar, yeni cumleler, tekrarlar, bakışlar, sesler, özlemler..
işte tam da burada, özlem diyince, en sevdigimiz "arabesk" yaklaşımla,
bir soru daha kalıyor sabah sabah elimizde- yine canetti'den:
"peki ama hangi sevgi ölümü akla getirmeyecek kadar da kısadır ki?"
yanıtını bilen var mı acaba?
ölüm ama kimin ölümü? hem nerede ve nasıl?
yani söyle diyor: "insanları birbirine bağlayan unsurun ne olduğunu gerçekten bilen biri olsa insanı ölümden kurtarmayı başarabilirdi"
ölümsüzlük... sonsuz hayat gÖrevleri, sonsuz fotograflar, anlar, yeni cumleler, tekrarlar, bakışlar, sesler, özlemler..
işte tam da burada, özlem diyince, en sevdigimiz "arabesk" yaklaşımla,
bir soru daha kalıyor sabah sabah elimizde- yine canetti'den:
"peki ama hangi sevgi ölümü akla getirmeyecek kadar da kısadır ki?"
yanıtını bilen var mı acaba?
ölüm ama kimin ölümü? hem nerede ve nasıl?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)